Pazartesi

kimden: gülizar çuhacı
başlık: uzaktan
biçim: elektronik posta metni

"hakan akçura resimlerini nasıl bulduğumu sordu." "sen ne dedin?" "beğendiğimi söyledim, senin ise fazla beğenmediğini ama sergi mekanına girince ilk sola döndüğünde sağda duvarda asılı olan ile tam karşıda duranları beğendiğini, onların diğer resimlerden farklı olduğunu düşündüğünü söyledim." "hımm, evet sergi çıkışı böyle söylemiştim, doğru hatırlıyorsun."

yaklaşık 1 sene sonra... üçüncü şahıs; "evet sen onu terkedince çok üzüldü, hatırlıyor musun ona defalarca dost olalım, sevgimize sadık kalalım ama sevgili olmayalım demiştin", "evet hatırlıyorum" "ya sen o kadar söyledin, onun internetten tanıştığı biri varmış, hakan akçura mı ne," "ee, evet vardı" "işte o demiş ki, ‘dost kalın’, o yüzden sana ısrarla görüşmemiz gereken bir mevzu var diyor, sanki önceden hiç söylenmemiş gibi, evet ya neden dost kalmayı denemiyorum ki diyor" "hımm, anlıyorum ama korkarım ben onun gözlerine tekrar bakarsam dost kalmayı beceremem"

şimdi bırakın dostluğu düşman kesildik birbirimize :(
insanın senelerce başını yasladığı insana gerçeği anlatamayıp düşman olması yaşam boyunca karşılaşılacak en ağır durumlardan biriymiş meğer.

hakan akçura benim hayatımda bu vesileyle var, ne zaman onun o tanıdık fotografını görsem ya da adını okusam kaç yıllık eski sevgilim gelir aklıma. tuhaf değil mi...

Hiç yorum yok: